8 Aralık 2013 Pazar

GÖZLER FALTAŞI GİBİ KAPALI (EYES WIDE SHUT)

    Tüm dostlarıma bu soğuk günlerde sıcacık selamlar. Aralık ayı benim için oldukça özel bir ay çünkü hem soğukların artmasıyla benim gibi deri giysi ve bot fetişistlerinin gözünü gönlünü açan deri montlar, eldivenler ve botlar giyilmeye başlanıyor (haftasonları böyle soğuk havalarda özellikle dışarı çıkıp bot ve eldiven giyen gençlere bakınmaya bayılırım) hem de doğumgünüm bu ay içinde. Bu doğumgünümü bir kölem ile geçirmeyi planlıyorum, umarım bir aksaklık çıkmaz ve o gün yaptıklarımızı fotoğraflayıp burada ayrı bir konuda sergilemek istiyorum (kısaca bayağı heyecanlıyım).

    Bu konunun ilginç konu başlığına gelince; geçen haftasonu okuduğum gazetenin ekinde bir yazı dikkatimi çekmişti. Beyoğlu taraflarında tamamen karanlık ortamda, gözleri görmeyen garson ve müzisyenlerin çalıştığı bir lokanta açılmış ve okuduğum makalenin yazarı orada yemek yerken hissettiklerini ve deneyimlerini paylaşmış. Doğrusu oldukça ilgi çekici, ben de bir ara orada yemek yemek isterim. Ayrıca ek bilgi olarak görme duyumuzun diğer duyular üzerindeki baskınlığı hakkında araştırma yapmış. Asıl ilgimi çeken o küçük araştırma yazısı idi. Orada yazılana göre görme duyumuza o kadar bağımlıymışız ki, bu duyumuz diğer dört duyudan yüzde 40 daha güçlü imiş. Bu şu anlama geliyor, görme engelli bir kişi, normal gören bir kişiden neredeyse %40 daha iyi duyuyor, koku alıyor, tat alıyor ve hissediyormuş. İşte bunları okurken, bdsm seanslarında neden birçok kölenin gözlerinin kapatıldığını ve o şekilde seansa devam edildiğini daha iyi kavradım...

    Düzenlediğim seanslarda ben de partnerimin gözlerini bağlamayı severim. Ancak, birçok köle, özellikle benim tercihim genç köleler gözlerinin kapatılmasını ya kabul etmiyorlar ya da aşırı geriliyorlar. Onlara hak versem de, sadece gözleri ile kendisine yapılanları algılayıp diğer duyularını, bilhassa bdsm seanslarında özel öneme sahip hissetme, dokunma duyularını arka plana attıklarından seanslardan almaları gereken hazzı tam anlamıyla alamadıklarına üzülürüm. Halbuki; kendilerini görme zorunluluğundan kurtarsalar (bu kapsamda seans içinde endişelenmeyi bırakıp zevk almaya baksalar), sadece görerek değil aynı zamanda koklayarak, tadarak ve hissederek oyuna kendilerini verebilseler neler deneyimleyeceklerine inanamazlar. Misalen; Amsterdamda deri ve latex fantazi giysileri satan bir dükkanın kapısını açtığımda kesif deri kokusu yüzüme daha doğrusu burnuma öyle bir çarpmıştı ki, başımı döndürmüştü ve hızla ereksiyona geçmiştim...

    Bdsm seanslarında duyular arasında öncelik vermemiz gereken duyumuz dokunma duyusu. Öyle ki, Efendinin kölesinin vücudu üzerinde gezinen eli, meme uçlarını sıkıştıran kıskaç, sırta inen kırbaç, göğüse ve cinsel organ üzerine damlatılan mum, bunların hepsi hissetme duyumuza hitap ediyor. Dokunma duyusunu ne kadar fazla çalıştırabilirsek o kadar iyi. Tabii bunun yanında Efendinin botlarının, ayaklarının, deri pantolonunun, cinsel aletinin kokusu ve tadı da tatma ve koku alma duyularımız için gerekli.  Tüm bunlardan aldığımız zevki artırmanın bir yolu da gözlerin kapatılması. Gözlerimiz kapanınca diğer duyularımız daha iyi çalışmaya başlar. Öyle ki, gözleri bağlanan bir köle, Efendisinin ayak seslerini heyecanla takip eder, ona dokunulduğunda daha iyi hisseder ve bu yapılanlardan daha fazla zevk alır.

    Bu gözlerin kapatılmasının istenmemesinin nedeni aslında bariz: güvensizlik. Bu nedenle ilk defa seansıma katılan bir köleye bunu bir defa teklif eder ve üstelemem. Kölenin gözlerinin kapatılmasına izin vermesi çoğunlukla Efendi ile köle arasındaki güvenin artmasıyla gerçekleşir. İşte o zaman aslında tüm hisleri faltaşı gibi açılır ve algısı kuvvetlenir. Geçen ay, 20 yaşında genç bir köle ile seans düzenledim. Benimle ilk seansı olduğundan; genellikle onun sevdiği, ilgi duyduğu uygulamalara ağırlık verdim. Bu genç dostum; ilginç bir şekilde aşırı şiddette spanking ve kamçılanmayı seviyor. Pain pig denilen tarzda bir yapısı var. Onun haricinde ayak fetişisti. Bunları denerken mum damlatılmasından da hoşlandığını ortaya çıkardık. Bot ve çıplak ayakla stomping yaptım, gerçi 60 kiloluk tığ gibi bir gencin üzerine basmak ve yürümek beni gerse de kendisi bilhassa bunu istedi. Neyse, göğüs uçlarına kıskaç takmamı istemedi ancak mandal takıp bir de o mandallara titreşim verdiğimde çok hoşuna gitti. Onunla daha seans düzenleyeceğimi düşünüyorum, kendisi gelişime açık bir köle. Yalnız, tahmin ettiğim şekilde o da gözlerinin kapatılmasını istemedi. Bu deneme seansımdı, o nedenle hoşgörülü davrandım ancak bir dahakine o kadar şanslı olmayacak, kendisine de bunu söyledim ve sorun olmadığını söyledi. Bakalım duyularını şaha kaldırdığımda neler olacak...

   Özetle, güvendiğiniz kişiyle oynarken gözlerinizin kapatılmasına izin verirseniz, algılarınızın kuvvetleneceğine, yapılan uygulamalardan aldığınız zevkin artacağına garanti verebilirim. Endişe elbette bdsm seanslarında mutlaka olur, ancak bu duygunun aldığınız zevkin önüne geçmesine izin vermeyin. Acı ve zevki doyasıya hissedin...

    Herkese bol heyecanlı, zevkli ve duyusal anlamda tatmin edici seanslar dilerim...