23 Eylül 2014 Salı

KÖLE 143 İLE BİR HAFTASONU- 2. BÖLÜM

    Merhabalar. Geçen hafta yayınladığım "Köle 143 İle Bir Haftasonu- 1. Bölüm" yayınını beğenenlere ve yaptıkları güzel yorumlara teşekkür etmek istiyorum. Bu maceranın son bölümüne başlamadan önce eğer bir köleyi yeterince disiplin edemezseniz neler olacağını göstereyim. Sevgili 143'ün bana gönderdiği mesajındaki şu  "yazmamışsın hala 2. bölümü :// köle buldun heralde bu haftasonu :)))"  ibaresi beni hem güldürdü hem de avuçlarımın kaşınmasına neden oldu. Gerçi onun da yayını hevesle beklemesi hoşuma gitse de bu yazdığı yapacağımız bir sonraki seansta canının daha fazla yanmasına neden olacak.

    Neyse; cumartesi günü yaptığımız arka arkaya 3 seansın yorgunluğu ile pazar sabahına uyandım. Doğrusunu söylemek gerekirse; sürekli empati kurup köleyi izlemek, verdiği tepkileri ölçmek ve ona göre kendime ayar vermek, bu arada bağlı olan köleyi (özellikle mumyalama seansında) kaldırıp indirmek beni fazlasıyla yormuştu. Üzerine yaşanan 2 orgazm da cabası tabii ki. Buradan Efendi olmak isteyenlere sesleneyim, Efendi olmak gerçekten dayanıklılık gerektiriyor ve kesinlikle kolay birşey olduğunu sanmayın. Pazar günü uyandıktan ve uyuyan 143'ü sevgi dolu dürtmeler (!) ile uyandırdıktan sonra kendimize gelip dışarıda kahvaltı (aslında daha çok brunch demek gerekir) etmeye çıktık. Kahvaltı ederken geçen günün değerlendirmesini yapıp muhabbet ettik ancak gözüm sürekli saatimde idi. Pazar günü dönecek 143 ile zamanım daralıyordu ve en azından son bir seans yapmak için acele edip kahvaltıyı bitirerek eve döndük. Hava sıcaklığı nedeniyle ikimizde terlemiştik ve seans öncesi hızla duş alıp seansa hazırlandık.

    Banyodan çıkan 143'ü hiç bekletmeden tekrar ayakta ve elleri omuzlarının üzerinde olacak şekilde gergince bağlayarak kontrol altına aldım. Oldukça hoşuna giden (sanırım tadını beğendi) bandana ile ağzını kapayıp görüşünü de elinden aldıktan sonra yine seansa hazır olma (!) durumunu farkedip gülümsedim.


    Bacaklarının iç tarafında çalışacağım için leg-spreader olarak kullandığım aleti ayak bileklerine bağladığımda zaten gergin duran vücudunu biraz daha gererek pozisyonunu zorladığımı farkettim. Her ne kadar stress pozisyonlarını sevsem de (ki bu tarz pozisyonlar genelde deneyimli köleler için de zordur), bu pozisyonda sıkıntı çekip çekmediğini sormak zorunda kaldım. "haaııır" cevabını aldıktan sonra ve durumundan aldığı zevki de (resimde siz de görebilirsiniz, bağlamak haricinde ona birşey dokunmadan bu haldeydi) görüp seansa devam etmeye karar verdim. Klasik spanking-whipping-caning açılışı ile vücudunu ısıttıktan (ve içindeki zevk ateşini söndürdükten sonra) mandallar ile seansı sürdürdüm. Daha önce yaptığım seanslarda tahta mandal kullansam da farklı yerlerden aldığım tahta mandalların sıkıntı çıkarması (bozulması, orta bölümünden kayması vb.) nedeniyle bir yerde görüp beğenerek aldığım plastik mandalları kullandım.

     Beğendiğim özellikleri ise mandalların uçlarının iç kısmında tutmayı kuvvetlendirmek için kauçuk parçalar olmasıydı. Bu nedenle kavrayışı ve sıkıştırması daha kuvvetli oluyordu. Mandalları vücudunun muhtelif yerlerine taktıktan sonra 143'ü bir süre izledim. Canının yandığı belliydi, özellikle cinsel organı çevresindeki mandallar canını yakıyordu ama güvenlik kelimesi kullanmamıştı. Ayrıca bacaklarının gerginlik ve acı nedeniyle titremesi ve soluğunun inleme ile karışık derinleşmesi kölelerimde görmeyi sevdiğim işaretlerdi. Mandalları ve benzer şekilde göğüs ucu kıskaçlarını kullanırken şuna dikkat etmek gerekiyor: tutturulan yerde ilk başta acı oluştururken, bir süre sonra sıkıştırma nedeniyle kanın o yerden uzaklaşması ile acının dozu oldukça azalıyor, tıpkı mum damlatılma anında acının hissedilmesi ve damlanın hızlıca soğuması ile acının sonlanması gibi.
Bu sebeple mandalları taktıktan sonra bir süre bekleyerek hissettiği acının azalmasını sağladım. Ne de olsa eğlence bundan sonra başlayacaktı.


    143'ün inlemelerinin azalması ve mandalların tutturulduğu yerdeki beyazlama ve çevresindeki kızarıklıklar mandal oyununun ikinci safhasına geçmemi işaret ediyordu. Önce 143'e vücudunda dolaşan parmaklarımın ne kadar acı verebileceğini öğrettim. Bilerek başlarda mandalları taktığım yerlere dokunmadığımdan dokunuşum ile hafifçe gıdıklamak sureti ile biraz sakinleşmesini sağladım. Gözleri bağlı olduğundan yapacağım şeyin sürpriz etkisiyle onu şaşırtacağını biliyordum. Her iki elimle vücudunun sağına ve soluna taktığım üçer mandalı oynattım. Aldığı keskin nefes ile başına gelecekleri anladığını gösteren 143'ün yapabileceği tek şey yaptıklarıma dayanmaktı. Aklımdan hem "keşke daha fazla mandal alsaydım" hem de "mandalları kırbaç ile mi yoksa değnek ile mi söksem" düşünceleri geçiyorken oldukça hassaslaşan mandal yerleri ile oynuyordum. BDSM uygulamalarını bu nedenle seviyorum, en ufak bir dokunuş hatta üfleme ile köleye acı verebilmek oldukça ilginç geliyor bana. Mandal tokatlamacadan sonra masaj aleti ile mandalları titreştirip bunu bir de psikolojik seansa çevirmek ve 143'ün tepkilerini görmek neden Efendilikten hoşlandığımı tekrardan kanıtlıyordu. Masaj aleti ile mandalları, özellikle daha önce dokunmadığım göğüs ucundaki mandalları titreştirdiğimde kaslarını kasarak acısını gösteriyordu. Masaj aletinin sesini pavlov deneyindeki zil gibi kullanmaya karar verdim. Aleti çalıştırdıktan sonra hemen mandallara dokunduruyor, tümüne dokundurduktan sonra kapatıyordum. Bunu 5-10 defa tekrarladıktan sonra rutini bozarak 143'ü sürekli gergin bir bekleyiş içine soktum. Cihazı çalıştırdıktan sonra bazen cihazla dokunuyor, bazen dokunmuyor, dokunma sırasını değiştirerek şaşırmasını sağlıyordum. Bir süre sonra cihazın çalışma sesi ile tüm vücudunu kasması, beklemesi, canının yanması ve pozisyonunun zorlaması nedeniyle ter içinde kalmıştı, ancak ereksiyonu devam ediyordu. Artık seansın bu periyodunu bitirmeyi düşünmeye başlamıştım ama bu halde iken masaj aleti ile değil de elektroşok cihazı ile mandalları oynatmak aklıma geldi ve düşüncemi uygulamaya döktüm.

    Dünkü seansta cihazın neler yapacağını bildiğinden pedleri yapıştırdığımda ağzından çıkan inleme ile karışık yalvarmaları hiç umursamadım. Bunu şekildeki gibi pedleri yerleştirip elektrik akımı vererek pedlerin çevresindeki kasların kasılmasını sağlama yöntemi ile mandalların oynaması nedeniyle iki yönlü bir seçim oyununa dönüştürdüm. Elektrik akımı verdiğimde iyice hassaslaşan bölgeyi ya kasarak ve hareket etmeyerek titreşimi engelleyecek (ki sadece azaltabilir) ya da oradaki kaslarını iyice zorlayarak kaslarında yanma ve yorgunluk hissedecekti. Eh, işini kolaylaştırdığımı söyleyemem. Farklı şiddette frekans kullanarak 143'ü epey bir terlettim. En sonunda mandalları çıkartma safhası gelmişti. Daha önce bu tarz uygulamaları deneyenler bilir. Mandalları çıkarmak mandalın sıktığı bölgeye kan gelmesi ile acının birden artmasına neden olur. "Mandalları artık çıkartayım mı" soruma "lüffen, eved" diye cevap veren 143 tabii ki bunu bilmiyordu. Bu nedenle mandalları değneğimden de yardım alarak sökmeye en az hassas yerlerinden başladım. Mandalların çıkması ile acının katlanarak geri geldiğini gören (daha doğrusu hisseden) 143 terlemeye başlamıştı. Cinsel organındakileri çıkarırken inlemesi fazlalaştığından, göğüs uçlarındakini çıkarmadan önce sırf merhametli (!) bir Efendi olduğumdan acısının dinmesini bekledim. Hatta kızaran bölgelere buz tatbik ederek yardımcı bile oldum (evet bunu yaptım, biliyorum fazla merhametliyim işte).

    Nefesi normale dönen ve rahatlayan 143'ün göğüs uçlarındaki mandalların yarattığı hissizlik nedeniyle onları unuttuğunu biliyordum. Gözlerini çözdükten sonra onları da çıkarmamız lazım deyince yaşadığı şok ve "yandık" düşüncesini gözlerinden okumak benim için hazine değerindeydi. "Önce hangisini çıkarayım" diye sorarak önce sağdaki mandala sonra da soldaki mandala dokundum. Sağ göğüs ucunun daha fazla canını yaktığını bildiğimden, seçimi ona bırakmak çok mantıklıydı: kendisine mandalların ne kadar uzun süre kalırsa çıkartıldığında o kadar acıyacağını hatırlatarak seçimi kendisine sundum: ya sol taraftakini çıkardıktan sonra yaşayacağı ani acıya dayanmasından ve acının geçmesinden sonra sağ taraftakini çıkararak sağ taraftan aldığı acıyı artıracak ama çekeceği son ızdırap olacaktı, ya da önce sağ taraftakini çıkartarak fazla acının geçmesini bekleyecek ve sonra sol taraftakini çıkararak daha az acı çekecekti. Hey, kuralları ben koymuyorum değil mi, BDSM de kölelere de seçim hakkı tanınır (neden acaba, tabii ki sen böyle seçtin bundan canın böyle yandı diyebilmek için). Önce sağı sonra da solu seçti ama hissettiği acı duygusu öylesine yoğundu ki, ben bile göğüs uçlarımda bir an acı hissettim. Seansın o bölümünü bitirmeden önce sırf zevk için göğüs uçlarına elektroşok pedlerini iliştirerek kendisini biraz dans ettirdim ve kendisini çözerek seansın bölümünü bitirdim.

    Ayakta gergin şekilde farklı dozlarda acı çekerek yorulan 143'ü dinlendirmenin vakti gelmişti. Bu nedenle onu yönlendirerek (ayaklarını çözmediğimden normal yürüyemiyordu) odanın ortasına koyduğum sandalyeye oturttum. Sandalyeye bağlamak (chair bondage) her zaman görüntüsel olarak beni cezbetmiştir. Rahat bir şekilde oturduğu yerde köleyi hareketsiz bırakmak ve sırt ile kalçasına erişimim engellenmesine rağmen diğer yerlerine rahatça erişmek hatta oturduğu yerde bile kaslarını gerdirmek sureti ile köleyi zorlamak zevkli oluyor.

    Resimdeki gibi rahatça oturarak dinlenmesini sağladığım 143'e ne kadar iyi davrandığım görülüyordur umarım. Seansın bu son bölümüne kendisini iyice sandalyeye yapıştırmak için tasmasından, göğsünden, belinden, el ve ayak bileklerinden 143'ü biraz gergince bağlayarak başladım.

Hatta yerine tam olarak yerleşmesi için botlarımla ittirmek zorunda bile kaldım. Ama bu köleler nankör oluyor işte, o kadar uğraştığımı görüp neden acıyla inlediğini anlayabilmiş değilim :) Burada gerekli hazırlığı bitirdikten sonra tt, cbt uygulamaları yaparak ve değnek ile kasıkları, göğsü ve göğüs uçları ile oynayarak biraz zaman geçirdim. Bu kadar acıyı çekip beni eğlendirdiği ve bana zevk verdiği için 143'e ödülünü verme sırası gelmişti. Burada yaptıklarımızı tam olarak söylemeyeceğim ancak ikimiz de orgazm yaşayarak seansı kapattık.



    Seanstan sonra iyi bir house-boi olarak evimin temizliğinde bana yardım etti ve beraber aldığımız duş ile yorgunluğumuzu bir nebze attıktan sonra 143'e veda zamanı gelmişti. Yaşadığı deneyimden memnun kalan 143'ü İstanbul'a uğurlamak üzere otogara götürdüğümde hissettiğim mutlu yorgunluğa hüzün de karışmıştı. Vedaları pek sevmediğimden otobüsüne bindikten sonra oradan ayrılıp evimin yolunu tuttum.

    Yaptığımız her seans ve edindiğimiz deneyimler hem Efendiye hem de kölelere bir şeyler kazandırır. Benim kazanımlarım; mumyalama uygulamasında alacağım ek tedbirleri öğrenmek, köleyi ayakta sağlam bir şekilde bağlamak için zincir almaya karar vermek ve doğru dürüst bir leg-spreader için DIY (do it yourself) sitelerine bakmak ve yapı marketleri gezmek oldu. Zincir ve leg-spreader projemi sonuçlandırdım. Sırada güzel bir ball-gag yapmak veya satın almak var. 143, yeni oyuncaklarımı denemek ister misin???

    Sağlıcakla kalın....








10 Eylül 2014 Çarşamba

KÖLE 143 İLE BİR HAFTASONU - 1. BÖLÜM

    Herkese merhaba. Temmuzdan itibaren oldukça sıcak geçen, kavurucu, bunaltıcı bir yaz mevsiminin son günlerindeyiz. Halen bunaltıcı pastırma yazı devam etse de,  artık serin ve yağışlı günler kapımızda (çok şükür). Bu yazımda her zamanki gibi seçtiğim bir konuyu açıklamak yerine, bir süredir yazıştığım ve en sonunda eğitim ve oyun için bana bir haftasonu boyunca misafir olan deneyimsiz bir köle ile geçirdiğim iki günlük serüvenimi anlatacağım. İsmi bende saklı olan, ona verdiğim "Köle 143" ismi ile hitap ettiğim (isme zaten gerek yoktu; 2 gün boyunca 143 aşağı, 143 yukarı ile geçti) ve burada da o şekilde yazacağım 143'e bana resim çekme ve yayınlama izni verdiği için teşekkür ediyorum (hatta kameraya da çeker miyiz diye sordu).

    Bir süredir kendisi ile yazıştığım 143'ü tanısam da yüz yüze görüşmeden, deneme seansı yapmadan tam olarak BDSM profilini çıkaramayacağımı biliyordum ve bunda yanılmamıştım. Kendisine bana gelmeden önce verdiğim 7 gün boyunca orgazm yaşamama, etek traşı olma gibi görevleri yerine getiren ancak sakal ve bıyık traşı olmayı kabul etmeyen 143, bunun için yaptığım ekstra cezalandırma uyarısını kabul ederek beni mutlu etmişti. Daha önce deneyimi olmayan ama denemek için oldukça istekli olan, kendi rızası ile bana boyun eğen 143 için dikkatli seans planlamam gerekiyordu ancak hakkında bildiğim kısıtlı bilgi ile bu iş sandığımdan zor oldu. Neler yapacağımı sorduğunda cevap vermemiştim ve bunun tahmin ettiğim gibi kendisinde heyecan, merak ve biraz endişe yarattığını görmek benim için ayrıca zevk vericiydi.

    Her ne kadar bana gelirken bindiği otobüsün kalkış saatini ve yaşadığım yere tahmini geliş zamanını bilsem de, cuma akşamı İstanbul trafiğinin keşmekeşliğine yakalanmış ve beklediğim zamandan 2 saat geç gelebilmişti. Bu nedenle cuma akşamı planladığım deneme seansını gerçekleştiremedim, ancak neredeyse 2,5 saatlik tanışma ve muhabbet ile (gece 0245'te dinlenmeye çekildik ki, bu saat benim için oldukça geçti) karşılıklı güven ortamını yakaladık. Onu biraz daha bekletmek ve heyecanını artırmak için o gece bir şey yapmayacağımızı ve yatıp uyumasını emrettiğimde biraz canı sıkıldı, ben ise çoktan odama çekilip ışığımı söndürmüştüm.

    Cumartesi sabahı planladığımdan geç uyandık, dışarıda yaptığımız kahvaltının ardından eve dönüp eğitimine başladık. Elimdeki mevcut oyuncak ve teçhizatın büyük bölümünü incelemesi için dizdikten sonra, önümde yere oturmasını emredip karşısında koltuğa oturdum ve limitlerini sordum. Biraz ilerisinde dizili teçhizata bakarak (bilmediği oraya koymadığım bir iki eşyanın da olduğu idi) kendisine yapılmasını istemediği şeyleri söylemesini, tasmasını taktıktan sonra yapılmasını istemediği şeyler haricindeki bütün herşeyi kabul ettiğini farzedeceğimi ve itirazlarını kabul etmeyeceğimi söyledim. Eşyaları izler ve ne işe yaradıklarını sorarken içindeki endişeyi ve kararsızlığı gözlerinden okuyabiliyordum, bu da içimdeki Efendinin ellerini ovuşturarak pis pis sırıtması için yeterliydi. Gene de aşırı acı çekmek istemediğini, hayalarının aşırı hassas olduğunu ve mum damlatılmasını istemediğini, geri kalanları denemek istediğini söyleyerek beni şaşırttı. Kendisine genel kuralları, nasıl davranması gerektiğini ve iki aşamalı güvenlik kelimelerini söyleyerek tasmayı kabul edip etmediğini sordum ve kabul edip tasmayı boynuna bağlayınca eğlence başlamış oldu.

    Tasmasını taktıktan sonra her zaman yaptığım gibi kölenin vücudunu kontrol ederek işe başladım. Normalde CBT uygulamalarını severim ancak 143 soyunduktan sonra cinsel organı üzerinde ve kökünde gördüğüm kızarıklıklar canımı sıkmıştı. Nedenini sorduğumda hamam tozu ile etek traşı olduğunu ve tahriş ettiğini söyleyince kızmadan edemedim. Banyo traş bıçağı varken neden kendine eziyet ettiğini sormak zorunda kaldım. İşte planlarınız bu şekilde darmaduman oluyor. Bunu sorgularken zaman zaman kendi canını zevk için yaktığını öğrenmem iyi oldu gerçi. CBT için yaptığım planları değiştirip başka uygulamalara ağırlık vermeye karar verdim ancak bu durumu cezasız da bırakmadım. Kölem 27 yaşında idi ancak daha genç göstermesi ve vücudunda çok az kıl bulunması kendisine bol artı puan kazandırsa da, kirli sakal ve kısa bıyığı puanlarının bir kısmını silmişti. Seanslarımda özellikle de kölenin ağzını kapatmak için duct tape kullanmayı sevdiğimden, bu konudan da feragat etmek durumunda kalmıştım. Eh, canının yanmasını hakediyordu işte...

    Kontrolleri tamamlayıp onu cezalandırmak ve acı seviyesini belirlemek üzere kollarını başının üstünden bağladım ve kendisine CP (corporal punishment) için kullandığım değneği ve çok uçlu kırbacımı tattırmak ile işe koyuldum.


    Doğrusu ağzını cleave gag şeklinde bandana ile kapatmak da zevkliydi. Özellikle değnek kullandığımda çıkardığı sesler çok hoşuma gitmişti. Normalde dövmeli gençlerden çok hazzetmesem de sahip olduğu dövmeler ve resimde açıkça görünen iki ufak dövmenin yerini beğenmiştim. Kırbaç ile sırt ve göğüste çalıştıktan sonra değnek ile kaba et, göğüs ucu, bacak arası ve cinsel alet (hiç CBT yapmadan olmazdı) üzerinde çalışırken 143'ün sızdırdığını gördüğümde vahşice gülümsedim. Canı yanarken zevk sıvısı gelen bir köle her zaman iyidir. Bir süre kendi zevk sıvısını tattırdıktan ve ten rengini kırmızıya çevirdikten sonra kendisini orgazma zorladım ve 3 dakika boyunca orgazma ulaşmamasını istedim ancak 2 dakika 45 saniye sonra boşalmaya başladı. Tabii ki bu durumun sonuçlarına da katlanmalıydı ve bunu kulağına fısıldadıktan sonra post-orgasm işkencesi ve değnek ile cinsel organını disipline etme yolu ile kendisini tutmadığı zaman başına gelecekler konusunda iyi bir ders verdim.

    Kol kaslarının seğirmesinden bağlı durma şeklini değiştirerek ve bir süre sonra da ellerini arkadan kelepçeleyip dizlerinin üzerinde dinlenmesini sağladım ancak seans devam ediyordu. Yerde kırbaç ile çalışarak göğüs uçlarına taktığım kıskaç ile eğitime devam ettim.

















     Üniversite yıllarında saçlarını punk stilinde tuttuğunu, boyadığını, ayrıca sağ göğüs ucuna piercing taktığını öğrendikten sonra kıskacın normalden fazla canını yakmasının nedenini anlamış oldum. Yeni hedefim ve eğlencem belli olmuştu. CBT'nin eksiğini TT ile kapatmak güzel bir fikirdi doğrusu...

    Sırt çalışmamı tamamlayıp, kendisine biraz dinlenme fırsatı verdim. Gözleri tüm bu süre boyunca kapalı idi ve buna itiraz etmemesi hatta hoşuna gittiğini söylemesi bana güvendiğini ve tamamen teslimiyetini işaret ediyordu. Buna sevinmiştim. Kısa süreli dinlenmeden sonra hogtie pozisyonuna geçip falaka denemek istedim. Aslında kendisini yüzüstü yere yatırmadan önce göğüs ucu kıskacını çıkarıp çıkarmamam konusunda biraz düşünsem de aynı anda bu kadar yüklenmenin doğru olmayacağı kanaatine varıp kıskacı çıkardım.


Falaka denemesi sırasında güvenlik kelimesini kullanması ile falakadan çok fazla hoşlanmadığını anlamış oldum. Ancak ayak tabanları bu kadar açıkta iken gıdıklamamak ayıp olurdu. İşkence illa acı çektirerek yapılmaz, değil mi?









    Kendisine ilk uzun arayı verdiğimi söyledikten sonra uslu bir şekilde beni bekleyeceği yere götürdüm ve ellerini tekrar bağlayarak bekleme pozisyonuna aldım. Dinlenme sırasında 143'ü çözmememin nedeni kendisinin sigara tiryakisi olması idi. Sigara kullanan kölelere hiç acımam yoktur ve sigara kokusundan kesinlikle hoşlanmam. Bu uygulamam nedeniyle o gün içinde ancak seanstan sonra bir sigara içebildi, içtikten sonra da doğruca banyoya yollanarak dişlerini fırçalamasını emrettim...

143 dinlenirken...
    Yaklaşık 40 dakika sonra yanına döndüğümde kendisini yarı ereksiyon halinde buldum. Bu da seansın devamına hazır olduğunu işaret ediyordu. Dinlendiği yerden onu alıp oral hizmet vermesini emrettim, ancak bu konuda kendisini çok istekli ve başarılı bulmadığımdan seansın acı dozunu biraz daha artırmaya karar verdim. Beni tanıyanlar deri giysileri sevdiğimi, özellikle seanslarım sırasında deri eldiven ve bot giymeyi sevdiğimi bilir. Oral hizmette başarı sağlayamayan 143'ün önce botlarıma hizmet ederek, hizmette istekli olmayı öğrenmesine karar verdim ancak öncelikle başarısızlığının cezalandırılması gerekiyordu.
    Genç köleleri dizime yatırmayı severim, yaşça daha büyük köleleri dizime yatırdığımda ise bu durumun kendilerinde aşağılanmış hissi yarattığını farketmiştim. Tahminen 143 için de bu şekilde oldu, gerçi spanking uygulaması sırasında çektiği acının bu aşağılanma hissinin yerini aldığına eminim. Belindeki sonsuzluk dövmesinin, dizime yatınca 8 rakamına dönüşmesini konu alarak spanking için 8 rakamını kullandım. Yaklaşık 20 dakika süren bu uygulama sonrası yeterli kıvama geldiğini düşündüğümden sıra 143'ü botlarımla tanıştırmaya gelmişti.


     Değneğin de yardımı ile botlarıma oldukça fazla ilgi gösterdi. Ayak ve çorap yalamayı sevmediğini öğrendiğim (bu nedenle benden daha fazla artı puan kazandı) 143, botlardan ve ayakkabılardan hoşlandığını itiraf etmişti. Bu nedenle elleri önde bağlı şekilde ve arada değneğimin kaba etine inerek botlarımı daha fazla şevk ile yalamasını sağladım. Gerçi şevkli idi ama bir Efendi için şevk hiçbir zaman yeterli olmamıştır...

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                       





    Botlarımı yalaması için kaldırıp indirmek yorucu olduğundan, kendisine dört ayak üzerinde sabit durmasını emrettim ve ayak taburesi olarak kullandım. Hareket etmesi nedeniyle rahatımı bozmasının karşılığını ise kaba etine yediği değnekler ile ödedi. Yeterince dinlendikten ve telefonuma gelen mesajları kontrol ettikten sonra botların sadece yalamaya yaramadığını ve seans içinde bir ağırlığının (!) olduğunu öğretmek için sırt üstü yatırdığım
kölemi göğüs ucu kıskaçları ile botlarımın insafına bıraktım. Stomping uygulamasının hoşuna gittiğini fark ettim ancak aldığı zevki kıskaçlar azaltıyordu. Tabii kıskaçları botlarımla ve değnek ile hareket ettirerek inlemesini sağlamak hem benim için bir görev hem de eğlenceydi. Tekrar zevk sıvısı sızdırdığından 143 için zorla orgazmın ikinci safhasını başlattım. Lateks eldiven, kayganlaştırıcı ve masaj aleti ile bu sefer beklediğimden uzun süren uygulama sonucu günün ikinci orgazmını ve post-orgasm işkence seansını yaptıktan sonra kendisini banyoya temizlenmeye yolladım ve kısa sürede işini bitirerek yanıma gelmesini emrettim.

    Neyse ki, bu sefer emrimi harfiyen yerine getirerek kendisini tekrar Efendisinin hizmetine sokan 143'ün oral hizmete kendisini daha fazla vermesini keyifle gördüm ve ağzına boşalarak ödüllendirdim. İkimiz de temizlendikten sonra evde hazırladığım akşam yemeğini bitirerek günün son seansına geçtik.

    Bu seansta kısmi mumyalama uygulaması ile başladım. Bondage uygulamalarından zevk alanların mumyalamadan da zevk aldığını bildiğimden bu zevki acı ile dengelemeye karar verdim. Daha önce mum damlatılmasından ürktüğünü söyleyen 143'e hotwax uygulamasını anlattım ve önce göğsünde deneyerek normalde nasıl hissettirdiğini görmesini ondan sonra da eğer isterse daha hassas yerlerinde bunu deneyebileceğimizi söyledim. Bu arada hava yeterince serinlediğinden deri pantolonumu da giyme fırsatı buldum. Resimlerde gördüğünüz gibi hotwax uygulamasında sorun yaşamadık, hatta cinsel organına mum damlatırken ereksiyona bile geçti ve zevk sıvısı akıttı. Her ne kadar kısmi mumyalamayı tam vücut mumyalamasına dönüştürmeyi düşünsem de, seans esnasında sol eli uyuşmaya başladığında karın kısmına yaptığım mumyalamayı sökmek durumunda kaldım. Bu arada elektroşok cihazını ne zaman kullanacağımı merak eden 143'ün bu merakını derhal gidermeye karar verdim.

    Bunu sorduğuna pişman olup olmadığını bilmiyorum ancak karın, kasık, hayalarına iliştirdiğim ve yandaki resimde beyaz elips şeklindeki iletken pedler ile elektroşok vermek benim için fazlasıyla uyarıcıydı. Öyle ki, en sonunda iki pedi kaba etlerine yapıştırıp elektroşok cihazını son seviyesine getirdiğim ve bağlı ağzı ile çıkardığı yarı inleme yarı çığlık ve kıvranmalarını gördüğümde pantolonumu çözüp kendimle oynama ihtiyacı hissettim. Gözleri bağlı olduğundan bunu göremedi ama 143'ün üzerine boşalana kadar elektroşok cihazını son seviyesinde çalıştırdım. Bu şekilde orgazm sayılarımızı eşitleyerek ilk gün seanslarını sonlandırdım. İkimiz için de zevkli, eğitici ve yorucu geçen günün ardından "Şunları da yarın mı deneyeceğiz?" sorusu ile beni şaşırtan 143'ü yatağına gönderdim ve ben de bir sonraki gün için enerji toplamak amacıyla dinlenmeye çekildim.

DEVAM EDECEK...