24 Aralık 2012 Pazartesi

OYUN TARZLARI SERİSİ-3: TT

   
Bir köle o iki küçük noktadan aldığı acı ve zevki hazmederken...


    Herkese tekrar merhaba. Oyun tarzları serisine TT (tit torture-meme ucu oyunları) ile devam ediyorum. Bir önceki bölümde erkek cinsel organ ve çevresinin BDSM oyunlarına çok elverişli olduğunu çünkü hem zevk hem de acı çektirilebilecek bir bölge olduğunu yazmıştım. Aynı şeyi (acı ve zevk derecesini aşağı çekerek) göğüs ve göğüs uçları için de söyleyebilirim.

    Her ne kadar sadece kadınların göğüsleri ve göğüs uçları onların zevk noktalarına direkt bağlıdır dense de; erkekler de göğüs uçlarından zevk alır. Tıpkı kadınlarda olduğu gibi, erkeklerin de göğüs uçları sertleşir ve kalkar. Hatta bu oyunlara alışkın olan kişiler, acıdan çok zevk aldıklarını ve bu yolla orgazma ulaşabildiklerini söylerler (bunu iddiayı şimdilik kanıtlayabilecek kimse elime geçmedi, kısmet :)  ).

    TT, içinde göğüs uçları ile yapılan tüm oyunların ortak adıdır. Yani tt oyunlarına ilgiliyim diyen bir Efendiden, göğüs uçlarınızı çimdiklemesini, çekiştirmesini, kıskaç (tit clamp), mandal takmasını, mum damlatmasını, ısırmasını bekleyebilirsiniz.

    Erkek kölelerin göğüs uçlarına yapılabilecek en bilindik BDSM uygulamaları (bunlar ile kısıtlı olmadan) şunlardır:

El uygulamaları: iki parmak arasında ezmek, sıkıştırmak, çekmek, çevirmek (radyo ayarı :) ), çimdiklemek

Ağız ile: ısırmak, çekiştirmek, emmek, dişlemek...

Kıskaçlar: en rahat bulabileceğiniz mandaldır. Elinizde kıskaç varsa, partnerinizin göğüs ucunu tutturduğunuz miktar ne kadar fazla ise o kadar az acı duyar. Misalen; sadece göğüs ucundaki noktayı tam tepe noktasını kıskaç ile tutturursanız canı (alışık değil ise) fazlasıyla yanar. Ayrıca kıskaçlara ağırlık asarak her hareketinde acı duymasını sağlayabilirsiniz, titreşim veren aletler de uyuşmuş (birazdan anlatacağım) uçlara uygulayarak kölenizinden değişik tepkiler (!) alabilirsiniz...

    Yukarıda yazdıklarım genel olarak yapılabilecek diğer uygulamalara tabir-i caiz ise zemin oluşturmak için yapılan oyunlardır. Erkeklerdeki göğüs uçları için yapılan neredeyse tüm uygulamalarda buranın herhangi bir şekilde sıkıştırılarak göğüs ucuna giden kan dolaşımını engellemek ve tekrar dolaşımı serbest bırakmak olduğunu söyleyebilirim. Özellikle kıskaç taktığınız kölenizin göğüs uçlarından kıskaçları çıkarma ve sonraki 1-2 dakika boyunca göğüs uçlarına yaptığınız her saldırı, iyi bir inleme ile ödüllendirilir.

    Mum damlatma: göğüs uçlarının duyarlılığını ve hassasiyetini artırdıktan sonra bu uygulamada biraz dikkatli olmakta fayda var. Direkt kıvama getirilmiş göğüs ucuna damlattığınız mum, normal zamanda damlattığınız mumdan daha fazla yakma hissi verir ve sızlatır...

    Elektroşok: Elektrik akımı veren cihazlar meme uçlarına uygulanırken bir hususa dikkat edin: sadece monopolar denilen tek noktadan elektrik akımının akabildiği cihazlar insanların bel üstünde kullanılabilir. Eğer elinizdeki cihaz elektrik vermek için iki noktaya (bi-polar) ihtiyaç duyuyor ve elektrodları bağladığınızda iki elektrod arasında akım geçişi sağlıyorsa, bu oyuncağı kölenizin bel üstü bölgesinden uzak tutun. HELE BU TARZ BİR CİHAZI GÖĞÜS BÖLGESİNE YAKLAŞTIRMAYIN BİLE. Kalp ritmini bozar ve hatta kalp krizine sebep olursunuz...

    Spanking (şaplaklama) oyuncakları: Göğüs uçları hassaslaşmış olan köleniz dokunmanıza bile dayanamıyor olabilir, bir de onun göğüs uçlarına spanking aletleri (en çok kullanılanı riding crop -binici kırbacı-dır. malum vurulacak bölge fazla geniş değilse etkisi tam oluyor) ile ufak ve hafif vuruşlar yapmayı deneyin.

    Buz gezdirme: Hassas göğüs uçlarını ne rahatlatır? Tabii ki bir parça buz. uzun süreli uygulamalarda acı ve sızlama ile beraber göğüs ucundaki his alma azalır. fazlası zararlı...

    Vakumlama: Önce zevk sonra acı verir ve evet, penis pompası olduğu gibi göğüs uçları için de pompalar var. (ve her ikisi de organlarınızda büyümeye neden olmaz, acı çektiğiniz ile kalırsınız)

    Bu oyun tarzında dikkat edilecek hususlara yukarıda geçenlere ek olarak:

- göğüs uçları üzerindeki derinin ince ve çabuk zedelenebileceğini unutmayın. Isırma, tırnaklama, dişli kıskaçlar (timsah ağzı gibi) kanamaya neden olabilir, nazik olun.

- göğüs uçlarındaki kan dolaşımını durdurmaktan bahsetmiştim. Eğer kıskaç, mandal gibi sürekli kan dolaşımını engelleyebilecek oyuncaklar kullanıyorsanız, bunları maksimum uygulama süresi 30 dakikadır. Siz kliplerde izlediklerinize bakıp kanmayın ve kölenizin hayatını karartmayın. (orası da kangrene açıktır)

- köleler için: göğüs uçlarınız ile çok fazla oynanması buralarda his kaybına neden olur, ayrıca göğüs uçlarınızın üzerindeki derinin kalınlaşmasına, kabuklaşmasına, uzamasına ve sarkmasına neden olacaktır. sürekli oynarsanız zevk alabileceğiniz bir parçanızdan zevk alamamaya başlarsınız. kötü görüntüsü de cabası...

- kan oyunlarına çok dikkat edin. sterilize ortamlarda yapılması bile hassas olan deriden mikrop kaptırabilir...

    Bu tarz oyunlardan önce kölenizin göğüs uçlarını oyuna hazırlamanız, ona oyunlar sırasında dayanıklılık verecektir. Bunu, kölenizin göğüs uçlarını ilk önce uyarmak (göğüs ucunu tek parmağınız ile basırarak çeşitli yönlere çekmek, parmaklarınızın arasında hafifçe yoğurmak, fiske atmak) suretiyle sertleşmesini sağlayarak başarabilirsiniz. Sertleşip dikildiği zaman oyuna hazırdır...

    Tit torture; erkek köleler için oldukça zevkli bir oyun türüdür. Bir ipucu daha vereyim; göğüs uçlarınız ile oynandıktan bir gün sonraya kadar çekeceğiniz ızdırap, bu bir günü atlattıktan sonra size vereceği erotik tatlı sızıya kesinlikle değer. Oyundan iki gün sonra ellerinizi göğüs uçlarınızdan zor uzak tutabileceğinizi rahatlıkla söyleyebilirim.

    Zevkli ve güvenli seanslar...


3 Aralık 2012 Pazartesi

SORULAR VE CEVAPLAR

    Bu blogun neye ihtiyacı var derken böyle bir şey aklıma geldi. Bu bölüme mesaj göndererek aklınızdaki soruları sorabilirsiniz, elimden geldiğince eğer yanıtı kısaysa buradan, uzunsa yeni bir yayın şeklinde cevap vereceğim.

    Haydi bakalım meraklılar, sorularınızı yazın. Atış herkese serbest...

MERAKLILARI İÇİN AYRINTILI BİR TANIMIM VE BİR TAVSİYE

    Öncelikle bu blogu okuyan, inceleyen, soru sorarak meraklarını gidermek isteyen herkese teşekkür ederim. Beni merak edenler için biraz kendimi tanıtmaya karar verdiğimden bu yazıyı hazırlıyorum, egoist veya narsist değilim :D

    32 yaşında, beyaz tenli, kumral, kahve rengi gözlüyüm. Maalesef veya çok şükür (buna daha karar veremedim ama şükretmek ağır basıyor) yaşımdan çok daha genç gösteriyorum. Çekici biri miyim diye soranlara verdiğim cevap kendimi çekici bulmadığım oluyor, görüp karar vermelerini tavsiye ediyorum. Bana ortanın üstü bir gelir sağlayan işim var. Hayalgücünün gerçek bir güç olduğunu düşünenler arasındayım ve bdsm ilişkilerinin hayalgücünden ilham aldığına inanıyorum.

    BDSM ilişkilerine olan ilgimin nasıl başladığını tam olarak bilmiyorum. Ama ilk olarak  deri siyah eldivenlere ilgi duyduğum ve iplerle oynamayı sevdiğimi hatırlıyorum. Buna neden izlediğim filmler veya çocukken sokakta oynadığımız oyunlar olabilir. Daha sonra ise ilgi duyduğum giysilere botlar, çizmeler ve deri giysiler de eklendi. 24 yaşıma kadar bu hislere ve ilgime bir ad koyamadım ta ki o yaşta internet ve bana ilk bdsm deneyimimi yaşatan oyun arkadaşıma kadar...

    Bu deneyimden gerçekten zevk alınca ve bu duygularıma bir ad bulunca araştırmaya ve bu ilişki tarzını anlamaya çalıştım. İnternet gerçekten iyi bir bilgi kaynağı olmasının yanında, bu ilişkileri profesyonel olarak yapan kişilere ulaşmamı ve onların deneyimlerini paylaşmamı kolaylaştırdı. İşim gereği birçok farklı yabancı ülkeye gidebildim ve orada BDSM ile ilgilenen kişilerin seanslarına köle olarak katıldım. Kontrol altında olmayı ve itaat etmeyi seviyordum ve halen sevmekteyim. Ülkemizde BDSM ile ilgilenen kişi sayısının az olmasından ve ilgilenenlerin ise bu işi acemice yaptığını gördüğümden çoğunlukla ülkemize gelen yabancı kişilerin sınırlı seansları ile yetindim. Bildiklerimi paylaşmak isteyen kişilerin varlığı ile çeşitli buluşma sitelerinde açtığım profiller ile sorusu olanların sorularına yanıt vermeye çalıştım.

    Şuana kadar iki Efendi eğilimli ve bir köle eğilimli kişi eğittim. Efendiliğe ilgi duymam ise benden eğitim isteyen köle arkadaşım vasıtasıyla ortaya çıktı. Bana itaat edilmesi hoşuma gitmişti ve ben de kendi başıma yaşamaya başladığımdan itibaren Efendilik üzerine sahip olduğum deneyimleri artırmaya karar verdim.

    Bu arada; aklında Efendi olarak, bol kıllı, kara kuru, kirli sakallı, hatta yüzünde çizik olan, yağız delikanlılar veya kaba saba tipleri tercih edenler varsa başka Efendilere yazabilirler. Avrupai, gülmeyi seven, gerektiği zaman ve yerde sert olabilen biriyim, şimdiden bahsedeyim de...

    Bu blogu da BDSM konusunda özellikle gay partnerlere yönelik Türkçe hazırlanmış bilgi kaynaklarının eksikliğini gidermek üzere hazırlamaya başladım. Doğrusu bu konuyu oldukça merak eden (hele ki Grinin Elli Tonu ve Karanlığın Elli Tonu isimli kitapların yayınlanmasından sonra) birçok kişi olduğunu, bunların içinde bu tarz fantazilere sahip olan ve bunu gerçekleştirmek isteyen kişiler olduğunu görmek elbette beni sevindirdi. Ancak özellikle genç arkadaşların gerek güven konusunda gerekse cesaret açısından fantazilerini gerçekleştirememesi ve sadece hayallerinde yaşamak zorunda kalmaları üzücü. Şimdi bu arkadaşlara bir tavsiyem olacak:

    Hayallerini ve fantazilerini gerçekleştirmek için herkesin üç şeye ihtiyacı var: CESARET, KARARLILIK, AZİM. Bunlar olmadan hayallerinizi gerçekleştiremezsiniz. Hayatta hiçbir şey kolay değildir ve herşeyin bir karşılığı vardır. Alınteri dökmeden hiçbir şeye ulaşamazsınız.  Hayallerin peşinden koşmak da alınteri ister. İnternetten tanıştığım bir Efendinin seansına katılabilmek için bir yıl boyunca para biriktirip, seyahat planı yapıp 27 yaşımda İngiltere'ye gitmiştim. Orada geçirdiğim 5 gün, tekdüze geçen hayatıma gökkuşağının renklerini sermişti. Evim Zonguldak'ta olmasına ve bana yazan bir iki kişiye sadece 45 dakika uzakta olmama rağmen "sadece cam de yapsak olmaz mı, oraya kadar gelemem" cümlesi gerçekten çok komik geliyor.

    Kısaca; HAYALLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN BİLE CESARETİ VE AZMİ OLMAYAN KİŞİLERDEN SIKILDIM. Böyle kişiler lütfen artık bana yazmayı bıraksın. Cesaretiniz varsa gelin hayallerinizi gerçekleştireyim, yoksa kafalarınızın içinde hayallerle kendinizi avutmaya devam edin...