3 Aralık 2012 Pazartesi

MERAKLILARI İÇİN AYRINTILI BİR TANIMIM VE BİR TAVSİYE

    Öncelikle bu blogu okuyan, inceleyen, soru sorarak meraklarını gidermek isteyen herkese teşekkür ederim. Beni merak edenler için biraz kendimi tanıtmaya karar verdiğimden bu yazıyı hazırlıyorum, egoist veya narsist değilim :D

    32 yaşında, beyaz tenli, kumral, kahve rengi gözlüyüm. Maalesef veya çok şükür (buna daha karar veremedim ama şükretmek ağır basıyor) yaşımdan çok daha genç gösteriyorum. Çekici biri miyim diye soranlara verdiğim cevap kendimi çekici bulmadığım oluyor, görüp karar vermelerini tavsiye ediyorum. Bana ortanın üstü bir gelir sağlayan işim var. Hayalgücünün gerçek bir güç olduğunu düşünenler arasındayım ve bdsm ilişkilerinin hayalgücünden ilham aldığına inanıyorum.

    BDSM ilişkilerine olan ilgimin nasıl başladığını tam olarak bilmiyorum. Ama ilk olarak  deri siyah eldivenlere ilgi duyduğum ve iplerle oynamayı sevdiğimi hatırlıyorum. Buna neden izlediğim filmler veya çocukken sokakta oynadığımız oyunlar olabilir. Daha sonra ise ilgi duyduğum giysilere botlar, çizmeler ve deri giysiler de eklendi. 24 yaşıma kadar bu hislere ve ilgime bir ad koyamadım ta ki o yaşta internet ve bana ilk bdsm deneyimimi yaşatan oyun arkadaşıma kadar...

    Bu deneyimden gerçekten zevk alınca ve bu duygularıma bir ad bulunca araştırmaya ve bu ilişki tarzını anlamaya çalıştım. İnternet gerçekten iyi bir bilgi kaynağı olmasının yanında, bu ilişkileri profesyonel olarak yapan kişilere ulaşmamı ve onların deneyimlerini paylaşmamı kolaylaştırdı. İşim gereği birçok farklı yabancı ülkeye gidebildim ve orada BDSM ile ilgilenen kişilerin seanslarına köle olarak katıldım. Kontrol altında olmayı ve itaat etmeyi seviyordum ve halen sevmekteyim. Ülkemizde BDSM ile ilgilenen kişi sayısının az olmasından ve ilgilenenlerin ise bu işi acemice yaptığını gördüğümden çoğunlukla ülkemize gelen yabancı kişilerin sınırlı seansları ile yetindim. Bildiklerimi paylaşmak isteyen kişilerin varlığı ile çeşitli buluşma sitelerinde açtığım profiller ile sorusu olanların sorularına yanıt vermeye çalıştım.

    Şuana kadar iki Efendi eğilimli ve bir köle eğilimli kişi eğittim. Efendiliğe ilgi duymam ise benden eğitim isteyen köle arkadaşım vasıtasıyla ortaya çıktı. Bana itaat edilmesi hoşuma gitmişti ve ben de kendi başıma yaşamaya başladığımdan itibaren Efendilik üzerine sahip olduğum deneyimleri artırmaya karar verdim.

    Bu arada; aklında Efendi olarak, bol kıllı, kara kuru, kirli sakallı, hatta yüzünde çizik olan, yağız delikanlılar veya kaba saba tipleri tercih edenler varsa başka Efendilere yazabilirler. Avrupai, gülmeyi seven, gerektiği zaman ve yerde sert olabilen biriyim, şimdiden bahsedeyim de...

    Bu blogu da BDSM konusunda özellikle gay partnerlere yönelik Türkçe hazırlanmış bilgi kaynaklarının eksikliğini gidermek üzere hazırlamaya başladım. Doğrusu bu konuyu oldukça merak eden (hele ki Grinin Elli Tonu ve Karanlığın Elli Tonu isimli kitapların yayınlanmasından sonra) birçok kişi olduğunu, bunların içinde bu tarz fantazilere sahip olan ve bunu gerçekleştirmek isteyen kişiler olduğunu görmek elbette beni sevindirdi. Ancak özellikle genç arkadaşların gerek güven konusunda gerekse cesaret açısından fantazilerini gerçekleştirememesi ve sadece hayallerinde yaşamak zorunda kalmaları üzücü. Şimdi bu arkadaşlara bir tavsiyem olacak:

    Hayallerini ve fantazilerini gerçekleştirmek için herkesin üç şeye ihtiyacı var: CESARET, KARARLILIK, AZİM. Bunlar olmadan hayallerinizi gerçekleştiremezsiniz. Hayatta hiçbir şey kolay değildir ve herşeyin bir karşılığı vardır. Alınteri dökmeden hiçbir şeye ulaşamazsınız.  Hayallerin peşinden koşmak da alınteri ister. İnternetten tanıştığım bir Efendinin seansına katılabilmek için bir yıl boyunca para biriktirip, seyahat planı yapıp 27 yaşımda İngiltere'ye gitmiştim. Orada geçirdiğim 5 gün, tekdüze geçen hayatıma gökkuşağının renklerini sermişti. Evim Zonguldak'ta olmasına ve bana yazan bir iki kişiye sadece 45 dakika uzakta olmama rağmen "sadece cam de yapsak olmaz mı, oraya kadar gelemem" cümlesi gerçekten çok komik geliyor.

    Kısaca; HAYALLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN BİLE CESARETİ VE AZMİ OLMAYAN KİŞİLERDEN SIKILDIM. Böyle kişiler lütfen artık bana yazmayı bıraksın. Cesaretiniz varsa gelin hayallerinizi gerçekleştireyim, yoksa kafalarınızın içinde hayallerle kendinizi avutmaya devam edin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder