17 Ocak 2018 Çarşamba

ACELECİLİK VE HIZLI YAŞAM

            
    Herkese merhabalar. Son yayınladığım yazıda; Ankara’da 18 yaşından küçük gençlerden gelen taleplerden şikayetçi olduğumu belirtmiştim. Bu konu halen başımı ağrıtmaya devam ettiğinden dolayı bu yazıyı yazmak artık şart oldu.

     Şu dönemlerde hız, hayatımızda büyük bir rol oynamaktadır. Akıllı telefonlar, internet gibi çok çeşitli teknolojik gelişmeler hayatımızda ihtiyaç duyduğumuz şeylere daha hızlı ulaşmamızı sağlamaktadır. Hiç bilmediğiniz bir adres mi arıyorsunuz, artık eskisi gibi bakkala veya taksi şoförlerine sorup aradığımız yere saatlerce bakınmıyoruz. Açıyoruz akıllı telefonumuzun harita uygulamasını ve mobil internetimizi, aradığımız yere kadar bizi götürüyor. Aradığımız merak ettiğimiz, hatırlayamadığımız bir bilgiye, internet sayesinde istediğimiz yerde anında ulaşabiliyoruz. Hayatımızın hızlanması bu gibi durumlarda bize yardımcı olurken, aynı hız yüzünden her şeyi çabucak tüketmeye, istediğimiz şeylere hemen ulaşmaya, yaşamaya ve zamansız bir şekilde elde ettiklerimizden de sıkılmaya başladık.

     Artık yaşım ilerlediğinden eski ile yeniyi karşılaştırarak bu hızlı yaşamın bizlerden neler götürdüğünü kolayca görmekteyim. Bu hız ve acelecilik aynı şekilde cinsel yaşamımızı da etkilemekte ve gençlerin zamanı gelmeden olgunlaşmasına, deneyim kazanmasına ve de zamanından önce cinsellikten alınan zevk ve heyecandan bıkmalarına neden olmaktadır. Gençler artık internetin kendilerine sağladığı kolaylık ile merak ettikleri ve fantezisini kurdukları şeylere hızla ulaşmakta, deneyimlerini çok erken yaşlarda yaşamakta ve yaşadıklarının etkisiyle henüz tam olarak olgunlaşmamış beden ve ruhsal yaşamları, duyguları alt üst olmaktadır. Bunu kaldıramayan, daha doğrusu yaşadıklarının üstesinden gelebilmek için gerekli deneyim ve olgunluğa ulaşamayan gençler, kötü alışkanlıklara başlamakta ve intihar ederek hayatlarını sonlandırmayı seçebilmektedirler.

     Geçen senenin başından beri yazıştığım bir takım gençlerden duyduklarım tüylerimi diken diken etmeye yetti. Genel kural olarak ergenliğe adım atmamış, 18 yaşını aşmamış kimse ile bdsm ilişkisi yaşamıyorum. Bundan profillerimde veya karşımdaki ile konuşurken mutlaka bahsederim. Geçen senenin ocak ayında birisi benimle irtibata geçti. Bloğumu okuduğunu, profilimi beğendiğini ve köleliği denemek istediğini yazdı. Muhabbet esnasında yaşını sorarak dürüstçe cevaplamasını istedim, yazışmalarından, kullandığı kalıplar ve cümlelerden fazla genç olduğunu tahmin etmiştim. Profilinde yaşını 19 olarak göstermişti, ancak uyarılarım ve biraz da korkutma (kimsenin aklına bir şey gelmesin, buluşmaya geldiğinde yaşını bana kanıtlamasını, eğer yalan söylediyse onu evine geri göndermekle tehdit ettim) sonucunda yaşının 15 olduğunu yazdı. Kendisini uyarıp, nasihat etmeye çalıştığımda (evet yaşlandım, biliyorum) kendisinin çoktan böyle şeyler yaşamaya başladığını, pasif olarak anal ilişkiye girdiğini ve oral yaptığını, bundan da çok hoşlandığını yazdı. O anda ne diyeceğimi şaşırdım. İlk sorum kiminle ilişkiye girdiğini sormak oldu çünkü onun gibi gençlerle ilişkiye girmekten hoşlanan pedofili hastaları bulunduğunu biliyordum. Cevabı sınıf arkadaşı olarak geldiğinde biraz rahatladım ancak gene de bu tarz şeyler için fazla genç olduğunu belirttim. Sanırım yazdıklarım hoşuna gitmemiş olacak ki konuşmayı terk etti.

     Başka bir genç ile yaptığım yazışma ise biraz daha ileri boyuttaydı. Kendisinin gerçekte 16 yaşında olduğu ve bir iki kişiye kölelik yaptığını ve bdsm ilişkileri hakkında deneyim sahibi olduğundan bahsetti. Herhalde bu genç de bizim ülkemizin Christian GRAY’i olacak diye düşünmeden edemedim. Gerçekten, bu gençlere neler oluyor böyle? 14-15 yaşında cinsel ilişkiye girenler, değişik fantezileri yaşayanların sayısı giderek artmakta. Bu acele neden?

       Buradan genç arkadaşlara seslenmek istiyorum. Her şeyin bir zamanı vardır. En sevdiğiniz meyveyi bile olgunlaşmadan önce yerseniz midenizi ağrıtırsınız. Önünüzde kendi sorumluluklarınızı üstlenmeye başladığınızdan itibaren istediklerinizi yapmak için koca bir ömür olacak. Bu yaşlardan önce bir takım şeyleri deneyimlemek size yarardan çok zarar getirecektir. Başınıza hiç istemediğiniz ve engelleyemeyeceğiniz olaylar gelebilir. Bırakın önce ruhunuz ve bedeniniz olgunlaşsın, ondan sonra istediğinizi yapabilmenin özgürlüğünü yaşayın. Kendinizi genç yaşta heba etmeyin, öğreniminize ve gelişiminize odaklanın, merak etmeyin her şeyin zamanı gelecek…

    Peki bu yaşlarda ergenliğe ulaşmamış gençlerle ilişkiye girmekten çekinmeyen hasta ruhlulara ne demeli? Kendi zevki için bu genç arkadaşların ruhlarını, bedenlerini ve akıllarını yaralamaktan çekinmeyen bu hastalıklı insanlara ne desem boş. Yaptıklarının sonuçlarını öngöremeyen ve sadece beyinleri bacak aralarındaki et parçasının refahı için mesai yapan insanlar, yaptığınız şey (18 yaş altı ile ilişkiye girme işi) yasa dışıdır, hastalıklı bir arzunun sonucudur. Gidin kendinizi tedavi ettirin veya dünyadan elinizi ayağınızı çekin. Başka bir şey demek istemiyorum…

           
      Hepinize mutluluklar ve sağlıklı ilişkiler dilerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder